Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

bacak bacak üstüne atmak

  • 1 jambe

    Dictionnaire Français-Turc > jambe

  • 2 закидывать

    doldurmak; yağdırmak
    * * *
    I несов.; сов. - закида́ть
    2) yağdırmak; yağmuruna tutmak

    закида́ть камня́ми кого-л. — taşa tutmak; taşlamak

    закида́ть кого-л. вопро́сами — sual yağmuruna tutmak

    II несов.; сов. - заки́нуть
    2) в соч.

    заки́дывать но́гу на́ ногу — bacak bacak üstüne atmak

    Русско-турецкий словарь > закидывать

  • 3 cross one's legs

    v. bacak bacak üstüne atmak, bağdaş kurmak

    English-Turkish dictionary > cross one's legs

  • 4 cross one's legs

    v. bacak bacak üstüne atmak, bağdaş kurmak

    English-Turkish dictionary > cross one's legs

  • 5 übereinander

    übereinander adv üst üste;
    übereinander schlagen Beine bacak bacak üstüne atmak;
    übereinander sprechen birbiri üzerine/hakkında

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > übereinander

  • 6 verschränken

    verschränken v/t <o -ge-, h>: die Arme verschränken kollarını kavuşturmak;
    die Beine verschränken bacak bacak üstüne atmak

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > verschränken

  • 7 übereinanderschlagen

    übereinander|schlagen
    irr vt
    die Beine \übereinanderschlagen bacak bacak üstüne atmak

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > übereinanderschlagen

  • 8 Bein

    Bein <-(e) s, -e> [baın] nt
    1) ( Körperteil) bacak;
    die \Beine übereinanderschlagen ayak ayak üstüne atmak;
    er stellt ihm ein \Bein (a. fig) ayağına çelme takıyor, ona çelme takıyor [o atıyor];
    sich dat (k) ein \Bein ausreißen ( fig) o ( fam) fazla emek ver(me) mek;
    mit einem \Bein im Grab stehen ( fig) o ( fam) bir ayağı çukurda olmak;
    sich dat die \Beine in den Bauch stehen ( fig) o ( fam) ayaklarına [o ayağına] kara su inmek;
    mit beiden \Beinen im Leben stehen ( fig) o ( fam) işini bilmek;
    jdm \Beine machen ( fig) o ( fam) ( jdn fortjagen) birini kov(ala) mak; ( jdn antreiben) birinin iki ayağını bir pabuca sokmak;
    die \Beine in die Hand nehmen ( fig) o ( fam) çok acele etmek;
    etw auf die \Beine stellen ( fig) o ( fam) bir şeyi yoluna koymak;
    er ist schon wieder auf den \Beinen ( fam) tekrar ayağa kalktı bile;
    immer wieder auf die \Beine fallen ( fig) hep dört ayağının üstüne düşmek;
    mit dem linken \Bein zuerst aufgestanden sein ( fam) ters [o sol] tarafından kalkmış olmak;
    Lügen haben kurze \Beine ( prov) yalancının mumu yatsıya kadar yanar
    2) (Tisch\Bein, Stuhl\Bein) ayak
    3) ( geh) ( Knochen) kemik;
    etw geht jdm durch Mark und \Bein ( fig) o ( fam) bir şey iliğini kemiğini kurutmak

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > Bein

  • 9 нога

    ж
    bacak (-ğı); ayak (-ğı) (тж. ступня)

    положи́ть но́гу на́ ногу — ayak ayak üstüne atmak

    ••

    в нога́х — ayakucunda

    идти́ в но́гу — uygun adımla yürümek

    идти́ в но́гу со вре́менем — zamana ayak uydurmak

    вверх нога́ми — baş aşağı

    держа́ть кни́гу вверх нога́ми — kitabı ters tutmak

    они́ ста́вят все фа́кты с ног на́ голову — bütün gerçekleri tepe taklak ediyorlar

    вся семья́ была́ на нога́х — tüm aile ayaktaydı

    подня́ть на́ ноги весь до́м — tüm ev halkını ayağa kaldırmak

    он встал с ле́вой / не с той ноги́ — sol / ters tarafından kalkmış

    ноги́ мое́й там бо́льше не бу́дет — oraya bir daha adım atmam / ayak basmam

    ног под собо́й не чу́ять (от радости)ayakları yere değmemek

    стоя́ть одно́й ного́й в моги́ле — bir ayağı çukurda olmak

    встать на́ ноги (о больном)ayağa kalkmak

    одна́ нога́ зде́сь, друга́я там — bir kuşu gidip geliver

    конь о четырёх нога́х и тот спотыка́ется — посл. imam bile okurken yanılır

    Русско-турецкий словарь > нога

См. также в других словарях:

  • bacak bacak üstüne atmak — bir bacağını ötekinin üstüne koyarak oturmak Motor şimdi karanlık suları yara yara ilerlerken sarışın kadın bacak bacak üstüne atmış, sigara içiyor. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bacak — is., ğı, anat. 1) Vücudun kasıktan tabana kadar olan bölümü Yorgun vücudunu zahmetle taşıyan ince bacakları üstünde doğruldu. P. Safa 2) anat. Hayvanlarda yürümeye veya atlamaya yarayan organ 3) Bazı şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ayak — is., ğı, anat. 1) Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü 2) Bacak 3) Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri İskemlenin bir ayağı kırık. Bu köprünün dört ayağı var. 4) Vücudun… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»